İnsanlar bazı dönemlerini körlüklerle geçirebilir. Yani bir şeylere bakılmasına rağmen göremeyebilir. Buna belki kısmi körlükte diyebiliriz belkide.. ( Bun için beyaz baston kullanmak gerekmez)
Sunumda bunan kişi, çoğu zaman insanlar onun göremediğini anladıklarında, onunla doğrudan konuşmayı bırakıp dikkatlerini yanındaki gören kişiye çeviriyorlar. Bu konuda vizyonu olmasa bile birinin ona odaklanmayı bıraktığını biliyor.
Bu garip durum topluluk önünde konuşma için de geçerlidir. Eğer karşınızda duran birini kabul etmiyorsanız o size neden dikkat etsin ki? Göz teması burada devreye giriyor.
İster ekibinizi yeni bir politika benimsemeye ikna etmeye çalışıyor olun ister dış paydaşlara bir hikaye anlatmaya çalışıyor olun, doğrudan göz teması onların katılımını sağlamanıza yardımcı olacaktır.
Daha iyi bir sunum konuşmasına giden yolu görmede, göz temasını geliştirecek ve konuşma yaparken daha güvenli görünmenizi sağlayacak beş ipucu.
1. Ayna aynası
Bir aynanın önünde gözlerinize bakmak için bir dakikanızı ayırın ve kendinize bakma konusunda rahat olun. O bakışı tutarak kendinizle konuşun. Eğer siz size rahat bir şekilde bakıyorsanız, izleyiciler de rahat olacaktır.
2. Göz rengi deneyi
Göz teması kurmak topluluk önünde konuşmanın en kaygı verici yönü olabilir, ancak zamanla kolaylaşan bir aktivitedir. Küçük bir arkadaş grubuyla bir araya geldiğinizde gözlerinin rengini belirleyip belirleyemeyeceğinize bakın. Bu deneyi önceden duyurmanıza gerek yok, cevabı bulmak için yakından ve kişisel olarak yaklaşmanıza da gerek yok. Bu kişisel deney sonuç verdiğinde, karışıma başkalarını da ekleyin. İş arkadaşlarınızın göz rengini sadece onlara bakarak belirleyebilir misiniz? Eğer öyleyse, göz teması kuruyorsunuz.
3. Binbir,ikibinbir, Üç binbir
Göz teması, dinleyicilerinizin kornealarını yakmak anlamına gelmez. Çok uzun süre iletişim kurmak dinleyiciniz için rahatsız edici olabilir. Bu beceri üzerinde çalışırken “Üç bin” kuralını kullanın. Dinleyicilerden biriyle göz teması kurduğunuzda bakışlarınız üç saniyeden uzun sürmemelidir (“Binbir, ikibinbir, üçbinbir”). Sunumunuzu yaparken gerçek zamanlı sayımını kafanızda dengelemek zor olabilir. Bu gerçeklik bizi bir sonraki ipucuna getiriyor.
4. Bir cümleye bakış
Becerileriniz geliştikçe ne kadar süre göz teması kuracağınızı belirlemek için konuşmanızı kullanın. Örneğin, söylediğiniz her cümle için bir dinleyiciye bakın ve ardından bir sonraki cümle için başka bir kişiye geçin. Kendinizi geliştirdikçe her bir kişiye ne kadar süre bakmanız gerektiğini ölçebilirsiniz.
5. Vizyon süper güçleri
Bir konuşma sırasında göz teması kurma konusunda uzmanlaşsanız bile, dinleyicileriniz ancak bazen o kadar anlayışlı olmayacaktır. Bazı izleyiciler size asla bakmayacaktır; bazıları ilgisiz görünecek. Bazıları sizin kadar endişeli olabilir ve size bakmaktan kaçınabilir. Ne olursa olsun konuşmaya devam etmeli ve göz temasını sürdürmelisiniz. Bazen birine doğrudan bakarak aslında onun dikkatini çekebilirsiniz (bu süper güçtür!).
Konuşmanız sırasında göz teması kurmak, etrafınızdaki koşullar ne olursa olsun, kendinden emin ve hazırlıklı görünmenizi sağlayacaktır.